Tükoder: “Hayat Pahalılığı Karşısında Tüketiciler Tükenmeye Devam Ediyor”
HABER: ECE AZAK – KAMERA: ÖZGÜR ŞENGÜL
İzmir Barosu ve Tüketici Koruma Derneği (TükoDer) ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamada, hayat pahalılığına dikkat çekilerek, “Çift haneli enflasyon rakamları, üç haneli rakamlara çıkmış, akaryakıta gelen zamlar gıda fiyatlarına yansımış, her geçen gün tüketiciler tükenmiştir” denildi.
İzmir Barosu ve Tüketici Koruma Derneği (TükoDer) Dünya Tüketici Hakları Günü kapsamında ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Türkan Saylan Kültür Merkezi önündeki basın açıklamasına, İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz da katıldı.
Ortak açıklamayı okuyan TükoDer Yönetim Kurulu Üyesi Gürkan Kavasoğlu şunları kaydetti:
“Bugün sizlere tüketicilerin yaşam kalitesinin yükseldiğini, Evrensel Tüketici Haklarının ülkemizde karşılık bulduğunu ve bu bağlamdaki uygulamaların diğer ülkelere örnek gösterildiğini, hak ihlallerinin yapılmadığını, ekonomik ve sosyal olanaklarının zirvesinde olduğunu, yeterli sağlıklı gıdaya ulaşabildiğini, barınma sorunu yaşanmadığını, depremin kader olmadığını, çürük binaların yapılmadığını, yoksulluk ve açlık diye bir sorun yaşamadığımızı, doğayı çevreyi yeşili koruduğumuzu anlatmak isterdik. Ama anlatamıyoruz, çünkü tüketicinin sadece ismi kaldı, kendisi; enkaz altında kaldı, göçük altında kaldı, sorumlusu olmadığı ekonomik krizin altında kaldı. Kısacası derin yoksullukla yaşam mücadelesi veren tüketici tükendi yok oldu.”
“ÜLKEMİZDE DEPREMİN ADI ‘ÖLÜM’, LİYAKATSİZLİĞİN ADI DA ‘KADER’ OLDU”
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremleri hatırlatan Kavasoğlu, “Yüzyılın en büyük felaketlerini yaşayarak açlık ve yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veren tüketici, verilen tüm vaatlere rağmen unutuldu ve sorunları ile baş başa kaldı. Her zaman olduğu gibi bilimin yerine rantın öne çıktığı ülkemizde depremin adı ‘ölüm’ olmuştur. Liyakatsizliğin, denetimsizliğin adı da ‘kader’ olmuştur. Tüketiciler sağlıklı güvenilir ekonomik gıdaya ulaşım sorunu yaşamaktadır. Bu kriz her geçen gün büyümektedir. Merdiven altı gıda üretimleri, taklit ve tağşiş ürün satışları çoğalmış olup tüketicinin sağlığı ciddi tehlike altında kalmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı gerekli denetimleri yapmamakta/yapamamakta yaptıklarının sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşmamaktadır” dedi.
“TÜKETİCİLER TÜKENMİŞTİR”
Hayat pahalılığına ve işsizlik sorununa vurgu yapan Kavasoğlu, “Çift haneli enflasyon rakamları, üç haneli rakamlara çıkmış, akaryakıta gelen zamlar gıda fiyatlarına yansımış, her geçen gün tüketiciler tü-ken-miş-tir, enflasyon rakamları iki haneli rakamlara düşmeye başlamışsa da tüketicilerin gelirlerinde artış olmamış hayat pahalılığı karşısında tüketiciler tükenmeye devam etmektedir. TÜİK tarafından açıklanan 2024 yılı Ocak ayı verilerine göre işsizlik oranı yüzde 9,1 seviyesinde gerçekleşmiştir. İşsizlik rakamları sosyal sorunlara yol açacak boyuta ulaşmıştır. Türk-İş Şubat ayı açıklamalarına göre; açlık sınırı 16 bin 257 TL. Yoksulluk sınırı 52 bin 955 TL. Yaşanan her türlü krizin faturasının tüketiciye ödetilmesi artık alışkanlık haline gelmiştir. Marketlerde her gün etiket değişmekte, çarşı pazarda tezgahların yanından geçilememektedir. Zamlar geldikçe ÖTV ve KDV artmakta olup tüketicinin tüketimden kaynaklı yükü artmaya ve tüketici yolunacak kaz görülmeye devam edilmektedir. Tüketici tükendi, yönetenler seyretti” diye konuştu.
“AÇLIK VE YOKSULLUK İLE MÜCADELE ÇAĞRISI”
13 Şubat 2024’te Erzincan’ın İliç ilçesindeki maden faciasını hatırlatan Kavasoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Birçok bilim insanınca da belirtildiği üzere, telafisi mümkün olmayan çok büyük bir çevre felaketine yol açılmıştır. Bu felaketle, halkın yani tüketicilerin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı ihlal edilmiştir. Türkiye dışındaki ülkelerde bulunan tüketici örgütleri, tüketiciler için dijital çağda tüketici sorunları ile yapay zekanın tüketici üzerinde yaratacağı olumsuz sorunlara çözüm politikaları üreterek farkındalık oluşturma, çevreci projeler, dijital dolandırıcılık ve bankalara karşı tüketicilerin hakları üzerine çalışmalar yaparken, Türkiye’deki tüketici örgütü olarak bizler; evrensel hakkımız olan temel ihtiyaçlarımızın karşılanma hakkımızın karşılığını bulması için, yetkilileri harekete geçirmek, kamuoyu yaratmak için zamlar, açlık ve yoksulluk ile mücadele çağrısı yapmak zorunda kalıyoruz.”
KAVASOĞLU’NDAN DAĞ’IN TÜP GEÇİT PROJE VAADİNE TEPKİ
Cumhur İttifakı’nın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ’ın İzmir Körfezi Geçidi proje vaadine tepki gösteren Kavasoğlu, şunları söyledi:
“Barınma hakkımız yok olmuş, sağlıklı güvenilir konutlara ulaşamıyoruz. Başımızı sokacak ev kiraları asgari ücret tutarı kadar olmuş, bir aile kalabilecek konutlarda ikişer üçer aile kalmaya başlamıştır. Depreme maruz kalan bölgelerde bir yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen kalıcı konutlar yapılamamış ve yurttaşlar çadır ve konteynerlerde kalmaya devam etmektedirler. Deprem nedeniyle kentsel dönüşüm projeleri rantsal dönüşüm projelerine dönüşmüş, tüketiciler yerleşik yerlerinden uzaklaştırılarak, merkezi yerlerdeki kentsel dönüşüm rezerv alan düzenlemesi ile rantçıların önündeki uzayan mahkeme süreçlerinin önü kesilmeye çalışılmaktadır. İzmir’de sabah ve akşam saatlerinde yaşanan trafik sıkışıklığı gün geçtikçe artmaktadır. Yerel seçimler nedeniyle trafiği rahatlatacağı söylenen Mavişehir-Üçkuyular arası tünel projesinin doğal yaşam alanlarını tahrip edeceği bilim insanları tarafından dile getirilmektedir. Trafik sorununu çözecek çevreci ve uygulanabilir projelere öncelik verilmelidir.”
“MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Kavasoğlu, 15 Mart Dünya Tüketici Hakları gününde İzmir’de tüketici hakları konusunda farkındalık yaratan bir şeyler görmek isterdiklerini söyleyerek, “Giydirilmiş bir belediye otobüsü, toplu taşıma araçlarında bir afiş, yolcu vapurlarının TV ekranlarında dönen kamu spotlarına rastladık mı? Tabii ki hayır. Tüketici öncelikli projeler yerelde de mutlaka hayata geçirilmelidir. ve her yıl olduğu gibi, 2024 yılında da zamlar, yoksulluk ve açlıkla mücadele ettiğimiz için, barınma, sağlıklı ekonomik gıdaya ulaşım, sağlıklı çevrede, güvenilir konutlarda yaşam hakkımızı sağlayamadığımız için kısacası evrensel haklarımızın karşılığı olmadığı için 15 Mart Dünya Tüketici Hakları gününü kutlayamıyoruz. Bilinmelidir ki; Biz tüketici örgütleri olarak bir yandan bu mücadelemizi sürdürürken, diğer yandan da dijital çağda sınır ötesi uygulamalardan kaynaklı yaşanan/yaşanacak olan tüketici sorunları ile de gerek ulusal gerekse uluslararası mücadelemizi sürdüreceğiz. Çözüm önerilerimizin yasal düzenlemelere girmesi için örgütlülüğümüzü ve lobi çalışmalarımızı artırmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.
Kavasoğlu, taleplerini şöyle sıraladı:
“BARINMA SORUNU”
“Artık bizde 15 Martlarda dünyadaki tüketici örgütleri gibi dijital çağda tüketici sorunları konusunda farkındalık oluşturacak çalışmalar yapmak, yapay zekanın tüketicilere etkilerini tartışmak istiyoruz. Bu nedenle ülkenin gündeminden yoksulluk ve açlık sorununu çıkarın, barınma sorununu çözün.
Elektrik doğalgaz vb. gibi bazı hizmetlerin kamusal hizmet olarak verilmesini sağlayın.
Yıllardır ülkeye hizmet vermiş emeklilerin, asgari ücretlilerin, kısacası yoksulluk ile mücadele eden vatandaşlarımızın alım gücünü arttıracak yaşam kalitesini yükseltecek ücret/maaş güncellemelerini acilen yapın.
Tüketici yanlısı politikalar oluşturun, tüketicilerin örgütlenmesini engellemeyin, tüketicilerin temsil hakkını kullandırın.
AB Üyesi ülkelerde olduğu gibi tüketici örgütlerinin çoğunluğunun onaylamadığı hiçbir uygulamayı yürürlüğe koymayın.
Can kaybına ve çevre katliamlarına yol açan vahşi madencilik faaliyetlerini durdurun.
Şehirlerin, ormanların, koruların, dağların, ovaların, meraların, yaylaların talanına son verin. Betonlaştırmadan vazgeçin,
Suyumuzu özgür bırakın, suyumuzu zehirlemeyin,
Tarım arazilerine göz dikerek ranta kurban etmeyin. Küresel şirketleri, doların yeşilini değil, halkı düşünün. Çevreyi, halk sağlığını zehirleyen maden ocaklarını kapatın.
Depreme karşı can kaybını asgariye indirecek, tedbirleri derhal alın, bu konuda bilimin sesine kulak verin ve meslek odaları ile işbirliğini geliştirin.
Tüketicinin can ve mal güvenliği ile güvenli konutlarda barınmasını sağlayın.
Ayıplı bina üretenlerden tüketicinin maddi kaybının karşılanmasını sağlayın.
Kusurları nedeniyle can ve mal kaybının artmasına neden olanlardan hukuk önünde gerekli hesap sorulsun.
Yaşanan konut krizine son vermek için yabancılara konut satışını durdurun.
Gerek merkezi gerekse yerel yönetimlerce tüketici hakları bilincini oluşturmak üzere tüketici örgütleri ile müşterek çalışmalar yapılmasını sağlayın. Anayasanın 172. maddesini somut uygulamalara dönüştürün. Finansman ve lojistik yönden tüketici örgütlerini destekleyin…”
Kavasoğlu, sözlerini şöyle noktaladı: ” TükoDer olarak diyoruz ki; tüketicilerin temel gereksinimlerinin karşılanması için iş istihdamı yaratmak, eğitim, sağlık ve adalet hizmetlerini ücretsiz hale getirmek, herkese sosyal yardım sağlamak yerine hizmetleri paraya bağlayan ve halkımızı dilenciliğe alıştıran anlayışa, Evrensel Haklarımızın Türkiye’de karşılığını bulması, zamlara, yoksulluğa, açlığa, hak ihlallerine karşı, TükoDer olarak örgütlü gücümüz ile tüketicilerle birlikte yolumuza ve mücadelemize devam edeceğiz.”